2 Eylül 2014 Salı

Nasıl Roman Yazılır ? Giriş Bölümü.

 Çoğumuzu deli eden, aklımızdakini kağıda dökmeye çalıştığımız ancak peş peşe başarısız olduğumuz bir konu.

  Elimizde, notlarımızda bir sürü güçlü fikir var. Ancak bunları bir türlü bir araya getirip güçlü bir açılış bölümü yazamıyoruz. Romanlar kurgu içeren ve okuyucuyu başka dünyalara götürmek zorunda olan eserlerdir ve giriş bölümleri çok önemlidir. 

  Ben romanların giriş bölümlerini ameliyat öncesi anesteziye benzetirim. Eğer anestezi iyi yapılmazsa hasta operasyona hazır hale gelemez. Hatta facialarla sonuçlanan bir operasyona sebep olur. Aynı şey romanların giriş bölümü içinde geçerli. Okuyan kişiye anestezi uygulayacağınız, onu bulunduğu ortamdan, güzel cümlelerle ayartıp, çekip çıkartacağınız bölümdür giriş bölümü.

  İçinde tanımlamaların, ufak düşünce içeren cümlelerin, (karakterin kendi kendine söylendiği ya da başka bir karakterle iletişime geçeceği ufak diyaloglar), ufak çevre ve dünya detaylarının verildiği, okuyucunun gözünde, hikayenizin başladığı o muhteşem dünyanın yavaş yavaş canlanacağı, kağıtlardan okuyucunun hayal dünyasında vücut bulan yerdir giriş bölümü.

  Bazı giriş bölümleri hikayenin neredeyse tamamını okuyucunun zihninde canlandıracak kadar güçlüdür. İyi tanımlar okuyucuyu sıkmaz. Aksine onu daha da okuması için tabiri yerindeyse zihnini iyi anlamda zehirler. Giriş bölümünde yapacağınız her tanım, okuyucuyu detaylarla uğraştırmamalı, ancak bir o kadar hayal gücüne yardımcı olacak cinsten olmalıdır. Giriş bölümü için ilk anahtar kelimemiz Akıcılık diyebiliriz. Bu bölümün kaç sayfa olacağı yine tamamen size bağlı. Zaten burada kalkıp 5 sayfa olacak tarzında bir tanım asla yapamam. Ancak ufak bir sır verebilirim;

"İyi planlanmış giriş bölümleri, okuyucuyu hikayenin içine atanlardır."

  Yani, okuyucu giriş bölümünün bittiğini, hikayenin başladığını anlayamaz. Çünkü hikayeyi benimsemiş ve hararetle okumaya, her cümleden sonra daha da meraklanmaya başlamıştır. Daha da açıklayıcı olmak gerekirse, giriş bölümünüz şu şekilde bitmemeli.

"İşte Ahmet böyle biriydi."
"Sonunda vazgeçti ve odadan çıktı."
"Arabasına bindi ve gözden kayboldu."

  Bunlar sahne bitiren, okuyucuyu kitabın arasında ayraç koyup mutfağa ya da tuvalete gönderen cümlelerdir. Bu ve buna benzer cümlelerin giriş bölümünüzde yer alması, okuyucunuza, dikkat kaybı yaşatır. Bunların önüne geçmek için hikayenizin karakterlerini giriş bölümünün bittiğine inandığınız yerlerde devreye sokun. Onları konuşturmaya, diğer karakterlerle iletişime geçirmeye çalışın. Hikayenizi giriş bölümünün bittiğine inandığınız yerde aniden başlatın. Çok da uzatmayın.

Dünyayı Tanımlama & Dünyadan Ayırma

1.Dünyayı Tanımlama


  Hepimizin birçok filmde, romanda tanık olduğu ancak anlayamadığımız tekniğe geldi sıra.
Kurgu içeren bir eserin gerçekleri referans alması gerektiğini daha önceki yazımda belirtmiştim. "Yahu arkadaş, kurgu yazıyorum, bir de onu gerçek dünya ile mi bağlayayım?"

 Bir zahmet! Örümcek adam bile bir okula gidiyor, halasına gün içinde yardım ediyor, market alışverişi yapıyor. Hikayeniz dünyada geçiyorsa ki çoğu öyledir, önce karakterinizin, ya da hikayenizin dünyadaki yerini tanımlamanız gerekiyor. Bu ev nerededir, bu adam neler yapar, hayatını nasıl kazanır, boş zamanlarında kimlerle vakit geçirir, sürekli gittiği yerler v.b.

Aklınızda canlanması için örnek bir Dünya tanımlaması yazmaya çalışacağım.


"Rüzgar belli aralıklarla ters esip yağmur damlalarını cama sertçe vuruyordu. Ahmet'in dikkatini bozmaya yetmeyen damlalar, cam üzerinde kanallar oluşturarak aşağı akıyor, bu görüntü Ahmet'i daha da cezbediyor ve onları izlemeye yöneltiyordu. Arkasındaki sesleri belli belirsiz duyuyor, hala aynı noktaya bakıyordu. Sesler artarak ona yaklaşmaya
 başladı ve omuzunda hissettiği bir el ile son buldu.
"Gel de şu kolilere yardım et." 
Ahmet arkasını döndü. Yerde bir sürü koli ve dahasını da içeri taşıyan kargo şirketi elemanlarını fark etti. Şimdiye kadar neden onları duymadığını anımsadı. Bir an duraksadıktan sonra elleriyle gözlerini ovaladı.
"Elbette patron." Dedi kolilere doğru eğilirken.
Kolileri açıp içinden çıkan kitapları dizmeye başladı. Kasım ayıydı. Bölgedeki yardım kurumlarının bağışlarıyla ayakta durabilen bu eski kütüphanenin yaşayabileceği en hareketli gün bugün olacaktı. Kargo elemanlarının gitmesiyle kütüphane tekrar eski, mistik ve sıkıcı halini alacaktı. Tahta zeminin çıkardığı gıcırtı sesleri ve arka tarafta, kasanın yanındaki hint bülbülünün ciyaklama seslerini, Ahmet kulağına yerleştirdiği kulaklıktan aklına süzülen müzikle yok etmeye çalışıyordu. Arkasını döndüğünde patronunun, kargo elemanlarının arkasından kapıyı kapattığını, gözlüklerini çıkartıp sildiğini gördü. Şişman göbeğinden aşağı doğru asılan pantolon kayışlarını düzeltti. Ahmet'e şöyle bir göz süzdü ve kasaya geçip elindeki evrakları okumaya başladı. O sıra da kapıdan içeri sırılsıklam olmuş bir tip girdi.
Ahmet'in patronunun imali bakışları arasında, ayağındaki çamurları tahta zemine sertçe vurarak temizliyor ve o da aynı anda patrona imali bakışlar fırlatıyordu. Ahmet hafifçe tebessüm etti ve kulaklıklarını indirdi. Eliyle ağzını kapatıp bu duruma çaktırmadan gülmeye başladı. Patron imali bir sesle.
"Hoş geldin Cem." 
İçeri giren tip ayaklarını yine sertçe vurarak Ahmet'e yürümeye başladı. Sarıldılar.
"Kapıda sıçanlar giremez yazıyordu görmedin mi?" Dedi Ahmet.
"Kasada büyük bir tanesi oturuyor ama."
Gülüştüler.

(Koyu olarak belirtilen yerler hikayenizde neyin ne olduğunu okuyucunun gözüne sokmadan tanımladığınız yerlerdir.)

Aaaa. Bi dakika ya kitap yazıyorum örnek vereceğim diye yahu. 


  Size ne kadar örnek oldu bilemem. Yazdıklarımı bir kere daha açıklayayım. İlk cümlede fark ettiğiniz üzere hiçbir detay vermedim. Yağmur damlaları. O kadar. Sonra Ahmet. Nerede bu Ahmet? Ne yapıyor bu Ahmet? Nasıl biri bu Ahmet? Dikkatsiz ve işinden memnun değil gibi geldi bana. Ne kadar eski ve sıkıcı bir kütüphane değil mi? Aklınızda tek katlı, girişten sonra, karşınıza gelen kitap rafları canlandı mı? Eğer canlandıysa başarılı bir giriş bölümü  yazmışım demektir. Ancak ben giriş bölümünde şurada ya da burada raflar vardı gibi bir cümle yazmadım. Onu siz canlandırdınız.

  "Cem, Ahmet'in patronundan nefret ediyor, patronu da ondan."; Tarzında bir cümlede yazmadım. Onu da siz hayal ettiniz. 

  Kısaca hayal gücünüze aktarabileceğim zihninizde canlanabilecek detayları ve diyalogları size aktardım ve sizi yaratacağım dünyaya bir nevi hazırlamaya başladım. Daha da kısacası Dünyayı Tanımladım. Hikayenizin ve karakterlerinizin dünya üzerinde nerede olduğunu, dünyada nasıl yer aldığını tanımladım. Buraya kadar olan kısımda, bu kütüphane sıradan bir kütüphanedir. Yani sizin sokağınızda da olabilir. Hikayeniz bundan sonra başlamalı. Okuyucuyu bildiği dünyadan ayırma ve onu sizin yarattığınız dünyaya davet etmeye geldi sıra.

2. Dünyadan Ayırma

  Mekan, zaman ve ufak karakter detayları tanımlandı. İşin çoğunu yaptınız ve karakterleriniz sonraki bölüm için hazır. Bu bölümü nasıl örnekleyeceğim hiçbir fikrim yok. Ancak yapmak zorundayım. Son kaldığımız yerden Dünyadan ayrıma bölümünü örneklemeye çalışacağım.

"Gülüştüler.
Cem
"Taksi bekliyor. Gidiyor muyuz?"
Ahmet, Cem'in omuzundan kasada oturan patronuna baktı. Bir süre konuşmadı. Taki Cem omuzunu kavrayana kadar.
"Söz vermiştin." Dedi gözlerinin içine bakarken.
Ahmet bir iç çekti ve kasaya doğru seslendi.
"Patron bugün erken çıkmalıyım. Yarın izin yapmam." Dedi ve cevabı beklemeden çantasını toparlamaya başladı.
Patronu da pek cevap verecek gibi değildi. Başını öne eğerek yakın gözlükleri üzerinden bir süre Ahmet'e baktı, Tekrar başını masasına eğdi ve evraklarını okumaya devam etti. Ahmet ve Cem kapıdan çıkacakken başını masasından kaldırmadan seslendi.
"Yarın sabah 6 ve arabamı yıkayacaksın."
Ahmet kapıda bir süre duraksadı. Sonra kapıyı çarparak çıktılar. Taksiye bindiklerinde hava hala yağışlıydı. İkisi de arkaya oturdu.
Cem bir süre Ahmet'e baktı.
"Hala gerginliğini üzerinden atamadın değil mi?"
"Sence atmış gibi mi görünüyorum?"
Bir süre birbirlerine baktılar.
Ahmet;
"Bağlantın sağlam mı bari?"
"Sağlam değil. Zengin!" Dedi üstüne basarak ve heceleyerek.
"Sağlam adamların polis olduğunu sana kaç kere söyledim?"
Ahmet;
"Öyle olsun." Dedi ve çantasının fermuarını açarak içindeki torbada elini gezdirdi. 
Devam etti.
"Çocuk kim?"
"Bizim bakıcının çocuğu 5 ay önce o kreşe vermiştik. Evimize gösterdiği hizmetlerin bir hediyesi olarak!" Dedi ve Ahmet'e bir el şakası yaptı.
Ahmet çantasını kapadı ve camdan dışarı bakmaya başladı.
Cem;
"Aferin. Konsantre olman hoşuma gitti."
"Konsantre olduğum falan yok. Aptal aptal konuşma. Çok ileri gittik. İzlendiğimizi hissediyorum."
"Paranoya!" Dedi Cem umursamaz bir sesle ve devam etti.
"Sen bu sektörün ufak halkasısın. Kimse seni izlemek için personelini feda etmez merak etme."
Taksi istenilen adrese geldi. Kapıda çeşitli renklerle "Mutlu Çocuklar Yuvası" yazıyordu. Ahmet uzun süre yazıya baktı. Cem onu sırtından sürüklemese belki de içeri girmekten vazgeçecekti.
İçeri girdiklerinde soldaki masaya yaklaştılar.
Cem sekretere;
"Başladı mı?
"Evet. 5 dakika oldu."
Cem tekrar Ahmet'i çekiştirmeye başladı. Girişten, duvarları sarı, etrafta bir sürü oyuncak saçılmış olan bir salona geçtiler. Salonun ortasında palyaço, elindeki gitarla yerde halka oluşturarak onu dinleyen 5-6 yaşındaki çocuklara şarkılar söylüyordu.
Cem;
"İşte orada." Dedi ve Ahmet'i çocukların arkasında, duvara aileler için dizilmiş ufak taburelerden birine oturması için çekiştirdi.
Palyaço şarkısını bitirdi. Çocuklar bağırıyor, aileler alkışlıyordu. Herkes çocuklarını alarak çıkışa  yöneldi. Cem, hizmetçilerinin çocuğunu çoktan yanına almıştı. Çantasını da elinde tutuyordu.
Kapıda yanına oturdukları adamında elinde bir çanta vardı.
Cem;
"Bu çanta sizin çocuğunuza ait sanırım." Dedi ve Ahmet'in elindeki çantayı adama verdi. Adam da bir karışıklık olduğunu söyledi gülümserken ve elindeki çantasını Cem'e verdi. Yaptıkları iğrençti. Az önce büyük çapta bir uyuşturucu satışı " Mutlu Çocuklar Yuvası"nın  önünde gerçekleşmişti."

Tamam yeter artık. Yoksa kitap olacak bu örnekleme.

  Dünyadan Ayırma bölümünde, artık hikayenizi yavaş yavaş açmaya başlamanız, karakterlerinizin detaylarını, ve hikayenizin ana fikrini okuyucuya fısıldamaya başlamanız gerekiyor. Yani bu bölüm okuyucunun tamam artık bir şeyler okuyorum dediği bölüm olacak.
  Gerekliliği tartışılacak seviyeden olan bu uzun Dünyadan Ayırma örneğinden sonra hala bir açıklamaya ihtiyaç duyuyorsanız, Yorum bölümüne aklınıza takılanları sorabilirsiniz. İki örneği de sizler için uydurmuş bulunuyorum. Umarım bir parça da olsa aklınızda bir şeyler harekete geçmiştir. Forum yaratıkları gibi koca koca harflerle emeğe saygı gibi şeyler asla yazmayacağım merak etmeyin.

Not: 

Yazıyı okuduktan sonra bir referans noktasına ihtiyacınız olursa, kendi romanımı bu blog altında yayımladım. Buradan bir göz atabilirsiniz.

İlham Perisi Sizinle Olsun
Sertan Comertel

43 yorum:

  1. merhaba öncelikle açıklamalarınız ve örnekleriniz için çok teşekkür ederim yıllardır bir roman yazmak istiyor fakat nasıl başlayacağımı bilemiyordum hele GİRİŞ kısmı ölümdü. şimdi kafamda birşeyler canlandı. sormak istediğim giriş bölümünde sizin örneklemeniz gibi değilde hani bazı filmlerde olur ya filmin sonundan bir kuple gösterirler 3-5 dk sonra geçmişe dönerler ve konu akmaya başlar film sonunda başındaki sahne tekrar gelir ve devam ederek gizem sonunda çözülür işte giriş bölümü de kitabın sonundan bir 1 yada 2 sayfalık bir parça görüntü olabilir mi?

    YanıtlaSil
  2. Cevabı geç verdiğim için kusura bakmayın. Olabilir tabi. Bu tamamen hikayenizin kronojisi ile alakalı. İster hikayeyi düzenli bir şekilde yazın, ister sahneleri kesip birleştirerek yazın fark etmez. Benim size kişisel önerim, hikayenin kronolojisi ile oynarken okuyucuyu çok zorlamayın. Hikayenin kesip birleştirilen bölümleri takip edilebilir olmalı ve aynı zamandada düşündürmeli. Olay 2000'li yıllarda devam ederken 1980 'e döndüğünde oluyucu pişman olmasın. Takvime doğru orantıda ilerlemeyen hikayeler yazan içinde zordur. Başarılar diliyorum. Yardımcı olabileceğim başka bi konu olursa elimden geleni yaparım.

    YanıtlaSil
  3. Merhaba bu şekilde giriş olabilirmi romanda saygıdeğer abim...Yarım yamalak kahvaltı yapıp aceleyle çıktı evden. Okuldan sonra iş bulmuştu çalışmak icinn.ilk iş gününün vermiş olduğu heyecanla hızlı adımlarla okula doğru ilerliyordu.Ailesinden habersiz bu işe başlamasının her ne kadar burukluğu olsada tarifsiz bı mutluluk vardı içinde....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hamza söylediğin gibi bir giriş bölümü pek tabi olabilir. Ancak burada olaya sanki biraz ortadan bi giriş yapılmış gibi. Yani ailesinden habersiz çalışan bir öğrenci bu. Demek ki ailesiyle bir durumu var bunun. Ya iyi geçinemiyor ya da onlardan habersiz yine onlar için birşeyler yapma çabasında.
      Eğer giriş bölümünün ortalarında bu karakterin ve yaşadığı evdeki insanların detaylarını vereceksen giriş olarak yazdığın bölüm olur.
      Bu karakterin yatıp kalktığı bi yer var uyandığı uyuduğu bi yer. Ne bileyim yani odasında sürekli kullandığı bir eşya var mı? Yanından ayırmadığı bir eşya var mı? Babasıyla karşılaşmamak için kahvaltısını acele ile yapmış babası sabah uyanıyor mu? v.s
      Sanki bu giriş bölümünden önce biraz daha çevre ve o çevrede yaşayanların detayını versen daha iyi olur bir okuyucu olarak söylüyorum bunu.
      Sonuçta sen bu karakterin yaşadığı yere gittiği yerlere konuştuğu insanlara tepeden bakan birisin genel tabloyu okuyansın.
      O nedenle bu gönderdiğin paragrafın üzerine biraz daha gözde canlanabilecek ufak bir dünya tanımlama yazarsan bence daha tatlı olur.

      Sil
    2. Sağol abi teşekkür ederim

      Sil
  4. 15 yaşındayım , james dashner ın labirdnt(maze runner) adlı serisinin 4. Kitabını okurken kendi dünyamı kendi maceramı yaratma fikrine kapıldım yaz tatilinde gunde 1 saatimi romanım için ayırmayı düşünüyorum , bu yazıyı yazandan allh razı olsun çok işime yarayacak 😃😊😄

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senden de razı olsun :) Yasin 15 yaşındasın james dashner okuyorsun ve kendi ütopik maceranı yaratmak istiyorsun. Ne diyelim şimdi maşallah sana. Kırkbir kere maşallah :) Çok vaktin yoksa bol bol not almaya çalış. Aklına gelen cümleleri unutma, aldığın notları bir sahneye dönüştürsen yeterli. Derslerinle birlikte tabi. Aklına takılan bi'şeyler olursa sorabilirsin.

      Sil
    2. bende tüm kitaplarını okudum onun çok güzel ve macera dolu ve daha çok farklı kitaplar okuyunca neden ben yazmayayım dedim

      Sil
  5. geçmişin içinde yeşeren bir güldü geleceğe ışık tutacak bir sultandı şeyh muhamed bu giriş iyi olur mu sizce

    YanıtlaSil
  6. Günaydın bende roman yazmak istiyorumm

    YanıtlaSil
  7. sertan bey kitap yazmak için bir yazarlık kursuna gitmek lazım ama deyilmi ama bu kursu ne kadar almalıyım bunu açıklarsanız çok memnun olurum teşkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. herkes gitmelidir diyemem. Yazdıklarınızın okunabilir olması ve olgunlaşması lazım. Zaman çok etkiliyor cümlelerinizi. Kurs istiyorsanız alabilirsiniz. ilave olarak bolca deneme yazmanızı öneririm.

      Sil
  8. 3 yıldır biriken 500 den fazla notum var 6 aydır bunlara bir guzel giriş bulamadım kafayı yememe az kaldı sanırım🙂

    YanıtlaSil
  9. Oncelikle ben furkan 15 yaşındayım fikirlerinizin gerçekten iyi ilham kaynağım oldu bende kelimelerim yettiği kadar romanimi yazmaya çalışacağım çok teşekkür size sorum olursa burdan yanit
    layabilirmisiniz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. rica ederim. bildiğim konularda yardımcı olmaya çalışırım bol şans

      Sil
  10. iyi akşamlar. ben selahattin
    ben de bir şeyler yazmayı planlıyorum.

    yardımcı olabilir misiniz

    YanıtlaSil
  11. Merhaba sizinkini anımsatıyor ama bu giriş nasıl acaba...
    Sabahın ilk saatlerinde Dışarıda belli aralıklarla gelen rüzgârın sesi uyumamı engellemeye çalışırken birde cama sertçe vuran yağmurun damlalarıda ona eşlik etti ama vücudum o kadar halsizdi ki gözlerim kapanmaya başlamıştı tekrardan dünün bütün yorgunluğu gün yüzüne çıkmış, yatak beni kendine doğru çekip ayağa kalkmamı istemiyor gibiydi gözlerim biraz daha kapattıkdan sonra ablamın sesiyle irkildim

    YanıtlaSil
  12. İyi günler. Ben 14 yaşındayım ve uzun zamandır kitap yazmaya çalışıyorum. Fakat bir türlü giriş yapamıyorum. Onun dışında olaylar falan herşey tamam. Acaba giriş bölümüne şiirle başlasam olur mu? Ve 1. Kişi ağzından anlatım yapmak istiyorum .

    YanıtlaSil
  13. Aylardan Temmuzdu ve Ağustos ayında Bodrum'a tatile gitmeyi düşünüyordu.. Ağustos'un ilk haftasında ansızın gelen hastalık nedeniyle tatili bir yıl sonraya ertelemek zorunda kalmıştı.. Birkaç ay sonra karşısına mucize gibi çıkan Neslihan'a kısa sürede aşık olmuştu..
    İşte bu şekilde bir roman yazmayı düşünüyorum fakat sorun şu.. Ben tekil birinci şahıs olarak değil de yaşadıklarımı başka birini anlatıyor gibi yazmak istiyorum ki aşık olunan bayan Aaa benden bahsediyor demesin okuduğu zaman kendi adımı başka onun adını da Başka isimler yapacağım.. Bana öneriniz ne olur?

    YanıtlaSil
  14. ben hormet kahraman ilk romanımda kendı hayatm dan basedıcemm naslı baslamalıyımm ve acı dolu evlik yasadım bosandım yardım cı olusan nız sevınırım

    YanıtlaSil
  15. İsterseniz olur. Dikkat edin.
    Kurgu inandırıcı olsun. tamamen saçma bir şey de yazabilirsiniz ama betimleniz ne kadar iyiyse sizde o kadar iyisiniz demektir.

    YanıtlaSil
  16. Sıcaktı hep... o kadar masumduki yüzü bana her zaman bir çocuğu anımsatırdı gözlerine bakınca sanki hep gideceği yere bakar gibiydi çok uzağa bakardı gittiği zaman bile yakınlaşmadığı bir uzaklık o kadar merhametliydi ki.. oluyor mu

    YanıtlaSil
  17. Selam iyi aksamlar Sertan bey İnsallah iyisinizdir..Ben roman yazmak istiyorum
    Romanim bir dram ustunde olmasini acilari yasayan imkansiz bir aska tutulmus kadindan bahs etmek istiyorum.
    Giris bolumu bana o kadarda zor gelmiyor.Ama sadece bir turlu konsantre olarak dusuncelerimi yazamiyorum.Ya da bir anlik kendime inanamiyorum ben yaza bilirmiyim diye??Ama bir anda sen yazarsin sen guclu birisin geciyor icimden..
    Benim kendime ait siirlerim var.
    Esas mevzuyu bulmakda zorlaniyorum.Lutfen bana yardimci olurmusunuz.Sizin nasihatinize ihtiyacim var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Estağfurullah nasihat demeyelim de belki bir fikir verebilirim. Yazamamak konusunda tereddüt etmeyin. Kendinizi hazır hissetmeden oturmayın yazmaya. Elinizdeki verileri ve elinizdekiyle neler olabileceğini sizden başkası bilemez. Tavsiyem tüm verileri yazıları şiirleri karşınıza alın. Aklınıza gelen cümleleri ufak notlar halinde tekrar yazın. Tüm verileri cümleler halinde yazdıktan sonra bunları baştan sona okuyun. Okurken aklınızda fikirler belirecektir.

      Sil
  18. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  19. Peki bu giriş nasıl sizce?
    "Yağmurun damlaları cama değerken çıkan ses bile dikkatimi dagitiyordu artık belki ara vermeliydim ders çalışmaya ama ya yapamassam o insanlarin soyledigi çirkin sözlerin hepsini duyabiliyordum sanki belkide bu çirkin sözler asla olmayacak hedefime doğru koşarken insanların çirkin sözleri beni etkilememeli..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu sanki giriş sonrası artık hikayenin açılmaya başladığı bölüm gibi geldi bana. Daha minimal daha dar bir girişle başlayabilirsin belki.

      Sil
  20. Abiciğim roman yazmak zihinsel engelliler için çok zor bir süreç olmalı herhalde? Mesela ben bir roman yazmak istesem yazdığım hikayeden kolayca vazgeçebiliyorum. Bunun olmaması için ne yapmam gerekecek?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen kolayca unutuyorsan demek ki o sana uygun bir hikaye değil. Önce sen bağlanmalısın yazdıklarına diye düşünüyorum.

      Sil
  21. Abi ben 16 yaşındayım ve yazsam roman olur tipinden bi aşk yaşadım hâlâda yaşıyorum ama ne demişler sevmek belki bi gun okursun diye şair olmaktir iste tamda bu yüzden yazmak istiyorum kitabimi ama nasil.giris yapicagimi bi turlu bulamadim giris yapsam devami su gibi gelicek ama giriş kısmını yapamiyorum bi akıl versen bana ��

    YanıtlaSil
  22. Abi ben roman yazmak istiyorum ona olan askimi herkes duysun istiyorum hersey hazir ama giris kısmını yapamiyorum nasil yapabilirim ?

    YanıtlaSil
  23. Merhabalar. Öncelikle yazınız için minnettarım. Bana büyük ölçüde bir şeyler kazandırdı veyahut kazandırdığını hissettim. Yine de benim aradığım soru yazmış olduğunuz metinde değildi.

    Öncelikle roman yazma olayına bundan dört sene önce girdim. Lakin ilk yazılarım amatörceydi ve okunduğunda gülünecek bir yazım tarzına sahipti. Gelgelelim yine de yazıyordum. Yani hiç durmadan, keyifle yazıyordum. Zaman geçti ve iki sene sonra yazım tarzımın gitgide geliştiğini gördüm. Sonra aklıma bir kurgu takıldı. Bu kurgu oldukça geniş bir dünyaya sahip epik fantastik idi. Dünyayı yarattım, ülkeleri oluşturdum, kişileri oluşturdum ve hatta konuyu da yazdım. Fakat bilgisayarın başına oturup yazmaya yeltendiğimde ilk kelimeleri hiçbir şekilde yazamıyordum. Bu sorun bu zamana kadar devam etti. Artık yazma isteğim de kalmamaya başladı. Problemi çökertmezsem, yazılardan uzak kalacağımdan ürküyorum.

    Noktalama yahut yazım yanlışı varsa affola. Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tüm yazarların ve adayların en zorladığı yer. Aslında basit bir işlem. Ancak yazan kişi tüm hikayesi, karakterleri ve sahneleri aklında taşıdığı için aklındaki bu karmaşadan sıyrılıp ipi ucunu bulamıyor ve o ucu bir yere bağlayıp saramıyor hikayesini. Size tavsiyem dingin ve boş bir zihinle düşünmeye başlayın. İlla oturup buna zaman harcamayın veya aşırı odaklanmayın. Yazdığınız büyük bir metin . Ufak hiç aklınıza gelmeyecek bir detay veya bir tanımlama size ipin ucunu bulduracaktır. Acele yok kendinizi köşeye sıkıştırmayın.

      Sil
  24. bunlar benim yasadiklarim her animi yaziyorum daha not defterimde bir cok yazdigim seyler var bu giris nasil sizce .....
    evet bugün canım çok sıkıldı sen geldin aklıma belki seni görmem için zamana ihtiyacım var ve bu yüzden ölmak istemiyorum seni görmeden bugün sigarayı bıraktım erken ölmamak için inana biliyormusun vazgecemediklerimden biri olan sigaram artık elimde olmayacak bıraktım içmiyorum artık içmicem kendime söz verdim bir kere olsun görmek istiyorum seni bana gelir misin bir kerede olsa belki fazla zamana ihtiyacım olmaya bilir bu kaçıncı sene bilmiyorum sayamadım yetmiyor artık matamatığim unutkanlıkta basladi biraz tabi

    YanıtlaSil
  25. çok yükleniyorum soluma biliyorum ama elimde değil yüklendin okadar sen gidince dengesi bozuldu solumun aynı dengeyi saglamaya calisiyorum elimde değil bir asır geçdi nefesim nefesini almayali dudaklarimi acmiyorum ki bıraktığın nefes ucup gitmesin diye

    YanıtlaSil
  26. Benim romanim sizinki gibi ama bir yanda degil gibi neyse basliyorum

    YAZAR ÖMER

    Yağmur yağmaya başlamıştı,yağmurun yağdığını gören Ömer kahvesini alıp yağmuru izlemeye başladı Yağmur damlalarının cam üzerinde büýükdamlalara dönüserek kanallar halinde aşagı doğru aktigini gordu Yagmurlarin bu garip hareketleri onu bir yağmurlu roman yazmaya itmisti .hemen kagit kalem alip yazmaya basladi tam romana giris yapacakti annesi cagirdi "oğlum gelip bana yardim edebilirmisin"ömer bütuk bir mutluluk ve heyecanla annesinin yanina gitti .ömerin annesi 40 lı yaşlarda sevecan ,nazik bir ev hanimiydi .oğlu ömerden perdeliri takmasini istedi .ömerde hemen merdiveni getirip perdeleri takti.ömerin annesi teşekkür edip yemek hazırlamaya gitti.ömerde büyük bir heyecanla rominini yazmaya basladi ilk önce yağmur damlarini izleyenn karakteri ve ondan sonra yaptiklarini yaziyordu


    Bunu nasil devam ettiririm bana sadece giris lazim ama uzun olcak bir giris

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ömer yazdıklarını senden başkası devam ettiremez. Acele etme. Çok fazla üstünde durma.

      Sil
  27. Merhaba ben bir roman yazmak istiyorum sizce nerden başlamalıyım konum ne tür olmalı hangi konu popülerligini kaybetmez yardımcı olursanız sevinirim🙂🙂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin aklınıza gelen , hikaye ile en çok bağ kurduğunuz fikir en yazılası romandır diye düşünüyorum :)

      Sil
  28. Abi sana birşey sormak istiyorum. Ben yazacağım kitapta önce hersey olmuş gibi falan en sondan bir cümle alsam sonra olanları anlatıyormuş gibi kitabı devam ettirsem. En sonunda kitabi bitireceğim zaman o kişi anlatmayı bitirmiş ve günümüze geri dönmüş gibi anlatsam olur mu acaba? Pek anlatabildim mi bilmiyorum. Cevaplarsan çok mutlu olurum

    YanıtlaSil