Pisagor ,Aristo ve Anaxagorası'ın kemikleri kaldıysa onları sızlatacak türden bir iddia ortaya atıldı. M.Ö tarihlere dayanan ve yuvarlak olduğuna inandığımız bu kavanoz dipli gezegen gerçekte düz müydü?
Ünlü astrofizikçi Neil Degrasse Tyson' a göre bu bir deli saçması. 2017'nin sonlarına geldiğimiz şu günlerde hala insanların kıçlarından bilim uydurmasına çok kızıyor ve özgür bireyler olarak istediğimize inanabileceğimizi hatırlatıyor bizlere. Gelelim teori kısmına.
1.Dave Murph ve Suni ufuk çizgisi.
Jiroskop. Bugün uçaklarda ve gemilerde hatta uzay mekiklerinde kullanılan, çoğumuzun filmlerden aşina olduğu, ortasından kesik çizgilerin geçtiği ve hacı yatmaz misali tüm yönlere hareket eden bir alet. Ağırlık merkezi sabit olan bu düzeneği üç boyutlu bir hacıyatmaz olarak düşünebilirsiniz. Sağ, sol , yukarı ya da aşağı ne yöne hareket ederse etsin ağırlık merkezi sabit kalan bir düzenek.
Dave Murph'e göre bu dünyanın düz olduğunun bir kanıtı. Çünkü gezegenin her yerine seyahat eden uçaklar kuzeyden güneye hareket ettiklerinde jiraskobun ortasında bulunan çizgi geriye doğru dönmeli. Ancak gerçekte dönmüyor. Tüm seyahatlerinde çeşitli pilotlarla konuşan Dave, jiroskobun böyle bir hareketinin olmadığını gördü. Bu düzeneği üreten fabrikalarla iletişime geçti ve jiroskop üzerinde hiçbir elektronik devrenin olmadığı, tamamen mekanik bir düzenek olduğunu doğruları.
2. Eğitim Sistemi
Çocukluğumuzdan yetişkinlik sürecine kadar evreni ve kainatı kendi deneyimlerimizle tanımlamamıza asla izin verilmediği ve sorduğumuz her soruya sözde bilimsel cevaplar alarak kandırıldığımızı savunuyor Dave Murph. Şu soruyu hepimiz bir zamanlar sorduk
"Hocam dünyanın altında yaşayanlar neden uzay boşluğuna düşmüyor?"
"Çünkü yer çekimi var evladım aptal mısın?" Tarzında.
Sonra tatmin olmuş bir şekilde oturduk kaba etimizin üzerine. Peki gerçekte öyle miydi?
3. Kutup Yıldızı
Hem güneşin hem de kendi etrafından dönen bir gezegenden yıldız hareketlerini takip etmek kolay bir iş olmasa gerek. Dave'in iddiasına göre dünyanın düz olduğunu kanıtlayan bir yıldız var. Kutup yıldızının hareketleri kusursuz dairesel hareketler içeriyor ve hem kendi ekseni hem de güneşin çevresinde dönen bir gezegenden bu denli kusursuz dairesel hareketleri gözlemlemek imkansız. Yani buradan hareketle dünya dönmüyor.
4. Bedford Düzey Deneyi
1800'lü yıllarda Samuel Rowbothom tarafından gerçekleştirdi. 6 mil uzunluğunda düz bir kanala arkasında bayrak olan bir bot yerleştirdi. Kanaldan 8 inç yukarı bir teleskop yerleştirerek botu gözlemledi. Buraya kadar olan kısım normal.
Günümüzde kullandığımız trigonometrik formüllere göre dünyanın kıvrımı mil başına 8 inçtir. Buradan hareketle 6 mil düz bir kanalda ilerleyen bir tekne ufuk çizgisinin 16 adım altında gözlemlenmesi gerekir. Ancak Rowbottom'ın deneyinde öyle olmadı. Tekne kabak gibi teleskoptan gözlemlendi. Ben demiyorum. Dave Murph diyor.
5. Dünyanın Gözlemlenebilir Kıvrımı Var Mı ?
Neil Degrasse Tyson' a göre yok. Sebebi ise asla yeterli yüksekliğe çıkamayacak olmanız ve dünyanın yüzeyinin insanın maksimum uzaklık görüşü olan 3 milden çok daha geniş olması. Dave Murph'e göre bu bir yalan ve nesnelerin ufuk çizgisinden kaybolmadığı, gerçekte bir ovallik ve ekvatoral sapmanın olmadığı yönünde.
Yüksek yakınlaştırma özelliğine sahip kameralarla yaptığı araştırmada ufuk çizgisinde kaybolan teknelere kamerasını yaklaştırdığında, aslından teknelerin ufuk çizgisinin altına düşmediği, teknelerin bizim gözlemleyebileceğimiz görüş açısından çıktığını fark ediyor. Özetle bir kıvrım yada ufuk çizgisinin altına düşme gibi bir gözlem yok. Çünkü dünya düz. Ben söylemiyorum tabi.
6. (Biraz derine inelim) NASA ve Yalanları
Dave Murph şimdiye kadar dünyanın uzaydan çekilen bir fotoğrafının olmadığını savunuyor. Yani gerçek bir tane. NASA tarafından kendi internet sitelerinde yayınlanan tüm fotoğraflar sahte. Çoğu fotoğrafın üzerinde yaptığı araştırmalar sonucunda görüntülerin üzerinde ciddi şekilde photoshop yapıldığı yani görüntülerle oynandığını iddia ediyor. ABD'den sonra uzaya çıkıp oralarda buralarda istasyon kuran diğer ulusların yayınladığı fotoğraflar ise Dave' e göre daha da sahte. Daha da feyk.
7. Challanger Uzay Mekiği Kazası
Teoriye göre ortada bir uzay mekiği yok. 1986 yılında uzaya fırlatılan şey aslında bir uçak. Kalkışından 73 saniye sonra havada patlayan mekiğin 7 pilotunun hayatını kaybettiği biliniyor. Ancak bu pilotlardan 6'sının hala hayatta olduğunu fotoğraflarla kanıtlanmıştır.
8. Disney ve NASA. Ne alaka?
Ne alaka demeyin. Ben zaten NASA adlı kurumun açıkladığı ya da yayınladığı hiçbir bilgiye itibar etmiyordum. Bu teoriden öncede fikrim bu yöndeydi. Gerçekte konuşulan ise bu iki kurumun birbirine çok yakın çalıştığı. Ay'a inen ilk uzay mekiğini ise birlikte çektikleri yönünde iddialar var.
Bu şehir efsanesini zaten yakından biliyorsunuzdur. Uzayda dalgalanan Amerikan bayrağı, Ay'daki ayak izi v.s Öte yandan. Uzay mekiğinin Ay'dan havalanırken çekilen görüntüleri var ki, o kamerayı kim tutuyormuş dedirtir insana. NASA " efendim onu uzaktan kumanda ettik." diyor ancak o yıllarda dünyadan Ay'a gönderilen bir sinyalin saniyeler sonra kameraya ulaştığı, gerçekte mükemmel şekilde mekiğin hareketini yakalayamayacağı hiç konuşulmuyor.
9. (Sıkı tutunalım) Dışarıda Gezegenler ve Uzay yok.
Şimdiye kadar uzayla ilgili olan tüm bildiklerimizi unutmamıza yol açacak teorinin etkili halkalarından biri. Aslında bir hiçlik teorisi bu. Truman Show'un bir başka biçimi belkide ta kendisi.
Sizi bilmem ama ben ortaya atılan iddia ne derece manyakça olursa olsun bir yerinden ilgilenmeye çalıştım hep. Antibiyotiğin keşfi de marjinaldi. Çok uçuktu. Ancak 18 yüzyılda bu tedaviyi istemeyen birçok dangalak şuanda araçlarımızda fosil yakıt olarak çalışıyorlar. Yani bir parça daha meraklı olalım. Söylenenleri bulunduğumuz çağa ve teknolojiye göre yargılamayalım. Hemen çöpe atmayalım. Benim önerim bu yönde.
Teori neye yönelirse yönelsin bize anlatmaya çalıştığı şey hep aynı. İnsanlardan gizlenen bir şeyler hep var. Faturalarımız ödeyip savaşlarda ölüp evliliklerde çocuk yaptığımız sürece kimsenin sonumuzu getireceğini sanmıyorum çünkü bu şekilde bazı sistemlerin işleri gayet tıkırında. Bu yazıyı okurken sağınıza ya da solunuzdaki insana bakın. Şuan okuduklarınızla hiçbir alakası yoktur. Merak bile etmiyordur. İşte onlar bu toplumda olduğu sürece sözde bir gerçek varsa onu asla öğrenemeyeceğiz.
Her şeye rağmen en içten dileklerimle.
Sertan Comertel
0 comments:
Yorum Gönder